YERİNE BİZ UTANDIK
Reis Sedat Peker konuşmalarından ne zaman sıra Antalya'ya gelecek diye beklerken hiç ummadığımız bir yerden vurdu.
Sayın Deniz Baykal'ın uçkuruna düşkün olduğunu bu kentte yaşayanı bırakın tüm Türkiye zaten biliyordu. Ama teamüller gereği bu hiç bir zaman dile getirilmez, perde arkasında fısıltı halinde konuşulurdu. Hatta yaşadığı beyin kanaması olayının cinsel güç verici ilaçlar nedeniyle olduğu yönünde bilgiler paylaşılmıştı.
Bilmeyenler için kısaca aktaralım. Reis Sedat Peker, hedefine koyduğu Cumhurbaşkanlığı ekonomi politikalar kurul üyesi ve Ak Parti yerel yönetimler teşkilat başkan yardımcısı Korkmaz Karaca'yla ilgili iddialar ortaya atarken CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'a kadın temin etmekle itham etmişti. Peker iddialarının devamında ise Baykal'ın birlikte olduğu kızın ailesinin haberi olması üzerine kendisinin devreye sokulmak istendiğini ve bunu yapmadığını belirtti.
Bu paylaşımın ardından Deniz Baykal'a ve ailesine sosyal medyada tepkiler çığ gibi. Ağıza alınmayacak şekilde küfürlerin, hakaretlerin bini bir para. Maalesef ömrünün son günlerini bu şekilde tamamlıyor.
Ama ortaya dökülenler yüzünden Baykal yerine Antalya'lı olarak biz utandık.
Yürüyemez, konuşamaz, yataktan kalkamayan bu adamın yeniden milletvekili olma hırsına bir anlam verebileniniz var mı içinizde? Para dersen, parası vardı. Dolgun milletvekili emekli maaşı da olacaktı. E peki bu adam neden CHP'nin yakasından düşmedi.
"İllaki milletvekili olacağım" diye tutturdu?
1935 yılından bu yana CHP'den ilk kez kadın vekil çıkaracak olan Antalya, Baykal'ın bu tanımlanamayan hırsı ve tükenmek bilmeyen egosu yüzünden Av. Figen Albuga Çalıkuşu bir sıra geriye itilerek milletvekili seçtirilmedi.
Onlarca CHP'li erkek vekil adayı bir araya geldiler ve Çalıkuşu'nun vekil olmaması için erkek dayanışması içinde parçalamaya ve yok etmeye çalıştılar. Hukuki bilgisi, kültürü, duruşu nedeniyle Av. Figen Çalıkuşu'nun yanına yaklaşamayacak olanlar her tarafından kulp takmaya, derin CHP'nin içinde çeşitli dedikoduları piyasada dolaşıma soktular. Yetmedi, hiç utanmadan, hiç vicdanında tartmadan insanların gözüne baka baka kadınlığı üzerinden vurmaya kalktılar.
Bunca çabaya rağmen özellikle 'CHP'nin zencileri' olarak tanımladığımız kadınlar ve tabandaki CHP'liler Çalıkuşu'na oy vererek 5. sıraya koydular. Ama genel merkez kararı ile Deniz Baykal bu sıralamanın üst sırasına konulunca Çalıkuşu'nun seçileceği 5. sıradan 6. sıraya geriledi.
Tabandan itirazlar yükselince hasta yatağında ecelle boğuşan Baykal'a "Milletvekilliği yapabilir" diye doktor raporu çıkartarak yine de seçime soktular.
Bence en önemli konulardan birisi konuşamayacak derecedeki adama "Milletvekilliği yapabilir" diye rapor veren doktorlarında soruşturulması gerekiyor. Türkiye'nin, Antalya'nın kaderiyle oynayan o doktorlara hesap sorulması gerekiyor.
Seçildikten neredeyse 1.5 yıl sonra meclise tekerlekli sandalye üzerinde getirdiler ve yemin ettirdiler. Bir daha da mecliste yüzünü gören olmadı.
Peki ısrarla milletvekili olma derdine düşen Deniz Baykal'ın bu hırsı nedendi?
Ama bu ısrarın ardında başka nedenler olabilir mi sizce?
İşte geldiğimiz ince nokta orası.
Eğer milletvekili olmaz, CHP'den uzaklaşırsa parti içinde ağırlığı değil, esamesi okunmayacaktı. Görün bakın, eğer ömrü yeterse o koltuktan asla kalkmayacak. Kalkarsa da sadece kendi koltuğuna kızını oturtmak için kalkacaktır.
ABD'yi dolandırarak elde ettiği kara parayı Türkiye'ye getiren Sezgin Baran Korkmaz'ın Deniz Baykal ile ilgisini nedir biliyormusunuz?
Deniz Baykal'ın Akdeniz Üniversitesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyeliği yapan kızı Aslı Baykal'ın eşi Halil Ataman meğer Sezgin Baran Korkmaz'ın kara para aklama işinde MASAK raporlarına girmiş.
Önümüzdeki dönemde babasının yerine CHP'den vekil olma çalışmaları olduğu öne sürülen Aslı Baykal Ataman'ın eşi Halil Ataman Antalya'lıların çok yakından tanıdığı bir isim.
Ama öncelikle MASAK'taki raporlara geri dönelim.
Duvar Gazetesi yazarı Bahadır Özgür'ün 11 Mayıs 2021 tarihindeki yazısında kara paranın ve Baykal'a nasıl uzandığını tek tek inceleyerek yayınlamış. Buyurun Özgür'ün yazısının bir bölümü:
------------------
PARALAR HESAP HESAP GEZİYOR
2016 vergi denetiminde Konak Isı’nın Kay Grup Turizm İnşaat’a kestiği faturalar sahte çıkıyor. Haliyle Özkahraman hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor. 2017’de bu sefer Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), tasfiye halindeki Ataç İnşaat’ı inceliyor ve Özkahraman’ın gerçeğe aykırı hesap açılmasından muhasebe hilelerine kadar türlü yola başvurduğu, bağlı ortaklıklar Anteks ile Antalya Koleji arasında fiktif (uydurma) faturalar kestiği belirlendiğinden, suç duyurusu yapılıyor yine. Bitmiyor tabii. Üzerine SBK Holding’in, iflas aşamasındayken bünyesine kattığı Kervansaray Yatırım Holding’in içini boşaltmaktan 2017’de SPK bir suç duyurusu daha yapıyor. Son olarak Mega Varlık Yönetimi’nde yapılan bir başka usulsüzlük yüzünden suç duyurusu oluyor.
KORKMAZ’IN AKLAMA ZİNCİRİ
Organizasyonun başında bulunan Korkmaz’ın da para aklama zinciri MASAK tarafından şematik olarak çıkarılmış. ABD’deki Washakie’den gelen para önce ISANNE S.A.R.L adlı Türkiye’de de bulunan yabancı bir şirkete; sonra Bioforma İlaç-Münir İlaç-SBK Holding’i dolaşıp Korkmaz’ın banka hesabına geliyor. Buradan da Korkmaz’ın ABD’deki hesabına aktarılıyor. Korkmaz, elindeki tüm şirketleri buna benzer zincirlerde kullanmış. MASAK uzmanları şirketlerin neredeyse tamamının da daima zarar ettiğini belirtiyor.
------------------
Bilgiler böyle. Okuyun siz karar verin.
Şahsi düşüncem Anteks'in, Ataç inşaat ve Antalya Kolejinin de ayakta durması gerekiyordu. Zira bu kentte en fazla işçi istihdam eden firmalardı. Bence darboğazı bu şekilde aşmak hiç iyi olmamış. Halil Ataman'ın başında olduğu firmalara eğer bir şey olursa, en çok orada çalışıp, evine ekmek götürenlere üzülürüm.
-
NOT : Hikmet Ataman ve Hüseyin Çalık tarafından 1980’lerde kurulan Ataç Grubu’nun bünyesinde Ataç İnşaat, Anteks ve Antalya Kolej yer alıyordu. Ataç İnşaat, 2011’de cirosunu en çok artıran üçüncü şirket seçilirken, Anteks de Armani, Lacoste, Versace gibi dünya devlerine yönelik üretimler yapıyordu. Hikmet Ataman 2005’te hayatını kaybederken, yerine Baykal’ın damadı olan oğlu Halil Ataman geldi. Ataç’ın çöküşü, 2011’in Haziran ayında yapılan halka arzla başladı. Şirket, zorluklar yaşarken hacizler yaşandı ve sonunda satıldı.
Aynı şekilde 1999 yılında ATAÇ Grubu'nun çoğunluk hisselerini aldığı Antalya’nın ilk özel okulu Antalya Koleji de iflasa sürüklenmiş ve 2016 yılında alacaklı bankanın talebi üzerine İstanbul 10'uncu İcra Müdürlüğü'nün talimatıyla Antalya 6'ncı İcra Müdürlüğü'nce satışa çıkarılmıştı. Okul bugün İSTEK Okulları çatısı altında 'Özel Antalya Koleji' adıyla eğitim veriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.