İyi bir hafta geçirmenizi dileyerek bu haftanın ilk yazısına başlayalım.
Antalya’dan CHP PM ve YDK’ya giren Niyazi Şen, Şengül Yeşildal ve Deniz Demiröz’ü tebrik ediyor ve başarılar diliyorum.
Zaten 15 gün öncesinden kurultay kararı alıp, 9 gün bayram tatiline denk getirip, 3 gün içinde 1 günlük kurultayda hangi çalışma olacaktı ki?
Bu açıkça Sayın Özgür Özel’in delegelere “Kurultay yapıyorum. Gelin oyunuzu benim çıkardığım 52 kişilik anahtar listeye verin ve geri dönün” şeklinde bir seçim oldu.
Antalya’dan genel başkan adayı olarak basına çıkıp, kendince piar yapan, bu dönem değil belki bir dönem sonrası için ismini duyurmaya çalışan Ümit Uysal’ın sabah aday olup, öğleyin “Partimi yıpratmamak için adaylığımı sürdürmeyeceğim” diyerek adaylıktan çekildi.
Sanki sabah adaylığını açıklarken partisinin yıpranacağını bilmiyordu?
O açıklamaya “Hadi oradan” demişlerdir kesin.
Belki de bir gece önce CHP’nin milli içeceğini fazla kaçırıp, öğleye doğru kendine gelince “Ben ne yaptım ya hu” mu dedi acaba?
Ümit Uysal’ın aylar öncesinden başlayan aday adaylığının sürecinin kurultay günü öğle saatlerinde sona ermesi üzerine Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in meşhur repliği geldi aklıma “N’oldi paşinyan?” sözleri beynimin içinde döndü durdu.
Bir başka şey daha dikkatimi çekti. Bir gün önce Ümit Uysal’a aday oldu diye özellikle Antalya’dan bazın isimlerin sosyal medyadan saydırmaları, çok ağır ama gerçekten ağır hakaretler dolu cümleler paylaşanları gördüm.
Uysal adaylıktan çekilince bu sefer “Sana yakışanı yaptın başkan” diye methiyeler düzmelerin, siyasetin insanları dakikalar içinde nasıl da değiştirdiğini bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.
Geçelim bunları . .
2014 yılında CHP’den ilk defa kadın belediye başkan adayı gösterilen Sultan Yeğen’i büyük bir haksızlıkla, etik dışı bir şekilde geri çektirip, yerine kendisi Muratpaşa Belediye başkanı olan Ümit Uysal’ın o günden bu yana yani 11 yıldan bu yana Antalya’nın en etkili CHP’li belediye başkanı olmuştu.
Şimdi ise parti üzerindeki hükümranlığının sona erdiğini, maalesef papucu dama atılmış olduğunu görüyoruz.
Muhittin Böcek’e iş yaptıramayanlar, yakınlarını işe yerleştiremeyenler Uysal’ın kapısında köle olmuşlardı. “Partinin öz evladı” diyerek Ümit Uysal’ı yere-göğe sığdıramıyorlardı.
Şimdi Kepez, Konyaaltı, Aksu, Döşemealtı, Alanya gibi çoğunluk belediye başkanları olunca Antalya’lı partililerin hem gidecek kapısı çoğaldı, hem de sevgileri, hayranlıkları diğer belediye başkanlarına bölündü.
Böyle CHP Antalya il örgütü üzerinde Ümit Uysal’ın etkisi yok denecek kadar azaldı.
Siyaset ile vefa kelimelerinin yan yana kullanılamayacağını bir kez daha teyit etmiş olduk.
Meltem’deki kadın kooperatifinde görüşmelerini yapıp, belediyeye bile uğramaz olan Uysal, boş zamanlarında belediyeye uğrar artık. Ayda 1 kez yurt dışı gezisi ayarlayıp geri kalan süresini böylece tamamlama planları yapabilir.
Ama sanırım hem parti içinde hem de bazı soruşturmalar nedeniyle yargı önünde Ümit Uysal’ı daha zor günler bekliyor gibi görünüyor.
Siyasette çıkış yolu bitmez ama sanki Uysal’da CHP’de yolun sonuna gelmiş gibi görünüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.